top of page

ŞİMDİ YAPMADIĞINIZI NASIL ONLARDAN BEKLEYECEKSİNİZ?

Galatasaray ve benzer durumdaki kurumlar bazı gruplardan ve insanlardan çok çektiler. Hiçbir sorumluluk ve kurumsal kaygı hissetmeden ağızlarına geleni söylemeyi yol edinmiş kişi ve gruplar insanları kutuplaştırdılar ve bunda hiçbir sakınca görmediler.

Aylardır takip ettik hep beraber... Beğenmediği teknik ekibin gitmesini isteyen, eleştirenler hep vardı. Sözüm bu kişi ya da grupları kapsamıyor.


Benim kastettiklerim, o gitmeden ben maça bakmam diyenler de değil...

Benim kastettiklerim, o bu işi bilmiyor diyenler de değil...


Peki kim o zaman arkadaş senin kızdığın?

Tribünde kerhen destek verenler mesela...

Cüneyt Çakır mahallede bile verilmeyecek penaltıyı verirken sessiz kalanlar...

Maç esnasında oyuncu yuhalayanlar...

Daha maç oynanırken grupta (1987 galatasarayı unutamayanlar) başka hoca propagandası yapanlar...

Ya da tersten bakarsak; o anki hocayı eleştirmeyi bile hazmedemeyenler... Eleştiri yapanı düşman gibi gösterenler... Bir yerlere tek bir düşünceyle sahip olmaya çalışanlar; çoğunluğa azınlığı ezdirenler...

Ne anlatmak istediğimin çerçevesini oluşturmak için örnekler çoğalır ancak laf uzar.



Buradan nereye varmak istediğim önemli aslında:

Hoca değişti. Yapılması gereken nedir?

Fatih Terim taraftarları için: Takımın başarısı için uğraşmak ama olanı biteni not edip gerekli tepkiyi göstermek; yanlış yapıldığına inanıyorsa yapanı unutmamak... Fakat tepkisini gösterdikten sonra da hocaya hoş geldin yapmak...

Biz, bunu 2015’de Mustafa Denizli geldiğinde yapamadık. Gittik tribünlerde oturduk ama bir hoş geldin yapmadık. Takım bu mesajı aldı ve iç saha dış saha tribüne yaslanamadı... Futbol moral ve güven oyunudur. Emin olun Galatasaray şu süreçte Trabzon’un önünde olsa aynı takım ve aynı idare ile maç kaybetmezdi. Takıma PSV maçından beri gerek sosyal medyada gerekse yüz yüze buluşmalarda “ Biz size güvenmiyoruz” mesajı verildi. Bu mesajı her takım alır.

Fatih Terim’in gitmesini isteyenlerin işi zor... Çoğu şimdi kendi yapmadıklarını başkalarından bekleyecekler... Olan oldu yeni hocaya sahip çıkalım denilecek ama “ Sen yapsaydın zamanında denilecek”.

Hele ki taraftar değiştirmiş bir Başkan var ki şu an, bu işi daha da karmaşıklaştıracak...


Yani...


Bir şeyi isterken ya da istemezken kutuplaşmadan faydalanmak, kurumsal bir tarz değildir. Bölmek, kendi kitleni konsolide etmek, rakip kitleyi ötekileştirmek, düşmanlaştırmak; onulmaz çatlaklara yol açar ki, aslında bir kısmımızın umurunda bile değil, değil mi, bu çatlaklar ya da Galatasaray...

Hep uyardık, taraftarı bölmeyelim, aynı ortamda farklılıklarla kalalım dedik... En azından kendi adıma vicdanım rahat...

Hiçbir sorumluluk hissetmeyen, kurumu düşünmeyen adamlara bu ortamları bırakacak olur isek, yıllarımızı kısır kavgalar ve anlık başarılarla geçireceğiz demektir.

Galatasaray’ı kaygı edenlere lafım...

51 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Prekazi Sultan Ahmet.png
bottom of page